Pazar, Ocak 17, 2010

Kar, Dernek, Hafıza, 5 Şubat, Tembellik ve Uyku

Rüyamda kar yağdığını gördüm dün gece. Düzeltme, kar yağarken değil de yağmış, her taraf bembeyazdı. Sıkıldım bu gri havalardan. Güneşten vazgeçtim ama bari kar yağsa da biraz aydınlık gelse.

Dün akşam uzun zamandır görüşemediğim arkadaşlarla derneğin yıllık yemeğinde görüştüm. Güzeldi. 10 senedir görmediğim insanları gördüm, isimleri hatırlamakta zorluk çektim. Biraz sitem ettiler, nerelerdesin diye, kızmadan ama. Araya giren onca zamana mesafeye rağmen hala bana verdikleri değeri, sıcaklıklarını hissettim, sevindim. Havadisleri aldım, şaşırdım.

Bu aralar yine şaşkınlık ve unutkanlıkta rakip tanımıyorum. Mesela, dün mutfaktan oturma odasına birşey almaya doğru koridora çıktım. Koridorda ilerlerken yahu ben niye oturma odasına gidiyordum diye düşünmeye başladım. Varınca hatırlarım diye devam ettim (koridor yüz kilometre ya). Oturma odasına vardığımda hala niye gittiğimi hatırlayamamıştım. Alakasız birşeyleri aldım, mutfağa geri döndüm. Mutfağa varınca neyi alacağımı hatırladım, ama zaten baştan beri onun zaten mutfakta olduğunu gördüm. Önceki gün de ofiste iş çıkışı yine yaptım yapacağımı. Arkadaşla yemeğe gideceğiz, iş yerinden çıkarken kapıda kart okutuyoruz. Tam bariyere yaklaştık, ben kartı bulamadım. Karıştırdım çantayı, yok. Hay allah, ofiste unuttum dedim. Yorgun olduğum için gözlerimi kırpıştırarak arkadaşa baktım. Tamam tamam ben alırım dedi, 2. kattaki ofisime çıktı. Aşağıdan ofisin camını görebiliyorum, 10 dakika kadar bulmaya çalıştı, telefon etti, yok yahu dedi. Bir de inat ettim, iyi bak dedim. Sonra bari ben de çantama bir daha bakayım dedim. Tabii ki çantadamdaydı. Utandım.

5 Şubat'a gıcığım. Hem proje dönem raporu hem de yeni hazırlamakta olduğumuz bir projenin başvuru dosyasının hazırlanması için son gün olduğu yetmezmiş gibi bildiri göndermeyi planladığımız bir bilimsel konferansın gönderme için son tarihi de 5 Şubat'a ertelenmiş. Yuh dedim.

Eve geldiğim zaman inanılmaz bir üşengeçlik çöküyor üzerime. 4-5 gün önce kumandayı yere düşürüp bir de yanlışlıkla ayağımla tepikleyince koltuğun altına, dibe doğru gitti. Çıkarmaya üşendiğim için günlerdir televizyonu fişten açıp kapıyorum. Neyse ki bugün yardımcım geldi de çıkardı kumandayı.

Efendim, aslında şu anda raporlara bakmam, verdiğim dersle ilgili sınav okumam, ödevleri notlandırmam, final sorularını hazırlamam filan gerekiyor. Her zamanki gibi iş listem belli bir uzunluğu geçince listede olmayan herşeyle uğraşmakla meşgulüm. Sanırım en iyisi biraz daha uyuklamak. Bu havada yapılacak en mantıklı şey bu, evet evet uyuklayayım ben...

Hiç yorum yok: