Pazar, Şubat 01, 2009

Yazmaya Başlamak

Genellikle iletişim konusunda kendimi başarılı sanırdım. Gelin görün ki birşeyler çiziktirmeyi denediğim bu günlerde yazma konusunda kendimi oldukça beceriksiz hissettim. Ne yazsam, nasıl yazsam? Acaba kendimi yazarak başlamak mı lazım dedim, kendimle ilgili olarak kafamdakileri dökmeye çalıştım. Ortaya çıktı ki en zorundan başlamışım meğer. Bir arkadaşımın dediğine geldim. Asıl maharet soruları, sorunları bulmakmış.

Yılların alışkanlığı, listeleme yoluna gittim. Beni tanımlayacak yanıtlar neleri ortaya koymalı diye düşününce ilk etapta elimde yedi maddelik bir taslak liste buldum:
hedeflerim, hayallerim, beklentilerim, korkularım, endişelerim, yeteneklerim, zayıf yönlerim. Eminim başlıkları çoğaltmak mümkün, ama bugün aklıma gelenler yedi etti. Sayı da afili. Evet, yedi olsun. Bunlardan son ikisi diğerlerinden farklı bir kategoride, diğerlerini destekleyen özelliklerim. Sanırım bu zamana kadar yeteneklerimin ve zayıf yönlerimin neler olduğunu ve bunları nasıl kullanıp kontrol edeceğimi, gerektiğinde örtbas edeceğimi üç aşağı beş yukarı öğrenmişim.

İlk beş maddeye bakınca, bunların bir kısmı ne kadar çakışıyor bir türlü karar veremiyorum. Yine de buna fazla takılmadan devam etmeye çalışayım. Sırayla mı gitsem? Yok, hayır. Burada kuralları ben koyarım. Kolayıma gidenden başlayacağım. Endişelerimin genelde gündelik olduğuna karar verip onları da bir kenara koyuyorum, kaldı dört başlık. Korkulara gelince, bu kolay... Sevdiğim üç-beş kişinin başına birşey gelmesi ya da mutsuz olmaları. Kendime ait bir korkum var mı? Başka gelmiyor aklıma. Sıra ilk üçe geldi...

- Hedefleriniz neler Sn. Portia?
- Bilmem, pek bir hedefim yok galiba. En azından kendi kendime koyduğum bir hedef yok. Ya başkalarının hedeflerine bulaşıyorum ya da başkaların bana koydukları hedeflere takılıyorum.
- Peki hayalleriniz?
- Sanırım bir hayalim de yok. Yaşayıp gidiyoruz öyle. Hayal, kırıklığı getirir; bulaşmamak en iyisi.
- Son soru, beklentiler?
- Sanırım başkalarından birşey beklememeyi öğretmişim kendime. Kendimden beklentilerime gelince sorumluluk duygusuyla kol kola girmiş dolanıyorlar etrafımda, onları da belirleyen ben miyim başkaları mı belli değil.

Hiç beğenmedim yazdıklarımı. Çok iç kapayıcı geliyor okuyunca. Aslında amaç bu değil. Sadece karar veremiyorum; hayallerimin, hedeflerimin olmayışı beni özgür mü kılıyor zavallı mı, bilemedim.


1 yorum:

hbasak dedi ki...

İyi ki yazmaya başlamışsınız. Ben bugün şarküteri'den gelip keşfettim bu blogu. Uzun süre bolca yazdım, okudum; bir süredir ise uzaklaştım bloglardan hatta eski yazdıklarımın bile çoğunu kaldırıverdim. Şimdi özlüyorum blogculuğu. Ne yazsam, nasıl yazsam diye düşünerek dolaşmayı. çok kendime yakın hissettim burayı.