Perşembe, Şubat 04, 2010

Reklamlar

Uzun süredir ekrandaki sigorta reklamlarına gıcık oluyorum. Özellikle içinde şahlanan atların olduğu ya da bölünmüş beyin odacıklarından insanların fırladıklarına. Biraz önce yeni bir sigorta reklamı izledim, daha önce görmemiştim ve ne reklamı olduğunu bilmiyordum. Ev anahtarları bir kadının elinden kayıp gidiyor, düşünce yerde cam gibi tuzla buz oluyor. Daha sonra başka başka insanların elinden bir röntgen filminin, bir araba plakasının, bir işyerinde (sanırım) üretilmiş bir gömleğin başına aynı şeyin gelişini görüyoruz. Ev, sağlık, araba, işyeri... Son sahnede küçük bir kızın elinden hayat bilgisi kitabı düşüyor, birşey olmuyor. Slogan cümleye gelmeden sigorta reklamı olduğu ince, zarif bir şekilde ifade edilmişti. Aksigorta reklamıymış.

Elden kayıp giden şeyleri düşündükçe acaba başka neler sigortalanabilir bu hayatta düşündüm. Hani sporcular vücutlarını sigortalatıyorlar ya. Mesela aklımızı ya da umutlarımızı... Tabii ki mevcut sigorta sistemleri maddi değerler üzerinden yürüyor ama sigortalanacak şeye göre bunu değiştirebiliriz (kuralları ben koyuyorum, uçuşa geçiyorum). Bundan on sene önce hayallerimin ya da enerjimin yüzde bilmem kaçını kullanarak ilgili sigortaları ya da başka bir yatırımı yapmış olsaydım bugünlerdeki kıtlık döneminde kullanırdım, fena mı olurdu?

2 yorum:

Tunc dedi ki...

Blogunu sıkıcı bir is gününün ortasında rahatlamak icin okuyacak birsey ararken yeni kesfettim ve okumaktan cok keyif aldım. Sigortacılık nedense hic haz almadigim bir meslek kolu...Umutlarini sigortalamak ise cilginca bir fikir, daha cok bir paradoks...Düsünsene umutlarini sigortalayan bir insan ümit etmeye ve hayal kurmaya devam edebilir mi sence...Yine de kulaga hos geliyor, hayal kırıkliklarıni azaltabilecekmis gibi sanki

Portia dedi ki...

Merhaba Tunç, hoşgeldin. Keyif almış olman beni mutlu etti.

E işte ümit etmeye ve hayal kurmaya halimiz kalmadığı dönemde cepten yiyeceğiz, devam edeceğiz. Sonra normale döneceğiz, plan bu :)