Cumartesi, Mart 14, 2009

Ev Sesleri

Şehirden uzak bir yerlerde ya da yıllar öncesinde neler olurdu acaba bu kategori altında. Ahşap bir evde yaşıyor olsam herşeyden önce evin kendi bir iç sesi olurdu, adım atıldıkça artan bir çatırdama sesi. Hayat odasında yanmakta olan sobanın* içinden çıtırtılar gelirdi muhtemelen, arada bir çaaat diye yükselen bir patlama ile. Hele bir de rüzgar varsa uğultular ve evin etrafındaki ağaçlardan gelecek yaprak hışırtıları eklenirdi tahminimce bu tabloya.

Zamanı ileri sarıp bugüne geliyorum... Hoooop, geldim. Gözlerimi kapatıp şöyle bir dinliyorum evimin gece seslerini, bir uğultu var genel olarak ama bu rüzgarın sesi değil. Evde çalışan envai çeşit elektronik aletin homurdanmalarının bileşkesi. Yakınlık etkisi ile en baskını şu anda bu yazıyı yazmakta olduğum dizüstü bilgisayarımın, yani leepptaap'ın, fan sesi. Diğer bir anlık ses on dakika önce merkezi ısıtma sisteminin kalorifer boruları içinden gelen, uyurken farketmediğim ama uyanıksam her defasında beni yerimden hoplatan garip mekanik açılıp kapanma sesi **. Kalorifer için için başka sesler de çıkarıyor arada. Tam bu satırları yazarken komşu sifonu çekti. Benim bozuk sifon olsa (evet hala bozuk) çekilmesinin arkasından yarım saat kadar inceden inceye bir şırıltı ile doluşunu da duyardık. Rüzgar olduğu zaman ne sesler duyuyorum acaba, hani geçenlerde deliler gibi esmişti. Evet, hatırladım. Balkonda bir heves birşeyler yetiştireyim diye aldığım toprak ve saksıların durduğu torbalardı en büyük ses kaynağı. Yine de şüphesiz evimin en gevezesi mutfakta, derin dondurucu. Mütemadiyen konuşur kendince, ne der bilinmez. Buzdolabı onun kadar konuşmasa da karşılıklı sohbet ediyorlar arada.

Bunlar gecenin sesleri, gün içinde genelde hayatın diğer sesleri arasında kaybolup gidiyorlar. Televizyon, çamaşır - bulaşık makinesi, aspiratör derken şişecek yine kafa, ben farkına varmadan...


* Geçenlerde benim bıcırık yeğen anneme "anane, soba da ne yahu" demiş. Öğreten anane anlatmış boruları ıvırı zıvrı. İkibiniki model şehir bebesi ne bilsin, o da haklı.

** Yönetici diyor ki gece iki-ikibuçuk saat kadar kazanı tam kapatınca hem sıcaklık olarak çok fazla kayıp olmuyormuş hem de harcama bayağı farkediyorumuş, aklınızda bulunsun. Yan etkisi, evlerin içinde yankılanan şu daaaan sesi, her gece iki kere: kapa-aç. Bu yazının ilham kaynağı ise "aç".

Hiç yorum yok: